MEDİMAGAZİN- Akademik Geriatri 2011 Kongresi Antalya’da yapıldı. Henüz genç bir bilim dalı olan geriatrinin büyümesiyle birlikte sıkıntılar da beraberinde geliyor. Kongrede bu sıkıntılar da paylaşılırken, en önemli konulardan birinin, yan dal yapan geriatristlerin geriatri kliniklerinde değil de, dâhiliye gibi branşlarda mecburi hizmetini yapması olarak ifade edildi
ANTALYA-Geriatri uzmanları, iç hastalıkları uzmanları, aile hekimleri, pratisyen hekimler, hemşireler ve fizyoterapistlerin katıldığı Akademik Geriatri 2011 Kongresi’nde 31 panel ve 4 kurs düzenlendi. Akademik Geriatri Derneği tarafından düzenlenen Kongre’ye 835 kişi katıldı.
Kongre ve dernek başkanlığını yürüten Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Geriatri Ünitesi Başkanı Prof. Dr. Servet Arıoğlu, Türkiye’de geriatrinin dâhiliyenin yan dalları olan gastroenteroloji, hematoloji gibi branşlarla karşılaştırıldığında Avrupa ülkelerinden oldukça uzun bir süre sonra faaliyete başladığını belirterek “Oldukça genç bir disiplin. Türkiye’de aktif olarak 11 yıldan beri faaliyet gösteriyor. Büyük tıp fakültelerimizde kurularak başlandı. Şu anda mevcut geriatri bölümü sayısı 44. On yıl sonra bu rakamın ikiye katlanacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Servet Arıoğlu, Türkiye’de son yapılan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre nüfusun 72 milyon 561 bin 312 olduğunu, bunun yüzde 7,01’inin 65 yaş ve üzerinde bulunduğunu söyledi. Yaşlı nüfusun yüzde 3,01’inin erkeklerden oluştuğunu vurgulayan Arıoğlu, “Türkiye’de 2008 yılı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre beklenen yaşam süresi 73.8 yıla ulaştı. Bu süre 2003 senesinde 70.9, 50 yıl önce 50, 30 sene önce ise 60 yıl idi” dedi.
Türkiye’de beklenen yaşam süresinin en uzun olduğu bölgenin Aydın’ın Nazilli ilçesi olduğunu anlatan Arıoğlu, “Nazilli’de 60 yaş üstü nüfus yüzde 23 olarak belirlenmiştir. Nüfusun yüzde 1,3’ü 90 yaş üstündedir” dedi.
Yan dalda mecburi hizmete çözüm önerisi
Prof. Dr. Servet Arıoğlu geriatrinin gelişimiyle ilgili olarak ise en büyük engellerden birinin yan dal konusunda olduğunu söyledi. Konuyla ilgili çözüm de sunan Arıoğlu, şöyle devam etti: Bizim akademik olarak yetiştirdiğimiz, yan dal verdiğimiz uzmanları Bakanlık hemen mecburi hizmete gönderiyor. Bu arkadaşlarımız da tekrar kadro sıkıntısından dolayı üniversiteye dönemediği için eleman kaybediyoruz. Bu eleman kayıpları zaten genç bir bilim dalı olduğumuz için, gelişmemizi engelliyor. Çözüm olarak yetkililere, arkadaşlarımızın mecburi hizmetlerini ihtisaslarını yaptıkları yerde veya geriatri bilim dalının olduğu üniversite hastanelerinde yapmalarını öneriyoruz. Bunun en azından, gastroenteroloji, hematoloji kadar yan dallarının düzeyine gelene kadar devam etmesi uygun olur.
Muayene süresi uzun, performans puanı az
Performans puanları konusunda da bütün dâhiliyede sıkıntı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Servet Arıoğlu “Bir poliklinik muayenesi ortalama 45 dakikamızı alıyor ve bunun karşılığı 21 puan. Karşılaştırmak için şöyle bir örnek vereyim. Örneğin; bir anestezist 1 saatlik cerrahi bir operasyon karşılığında 350 puan kazanıyor. Yani bizim bu puan için 15 hasta muayene etmemiz gerek. Dâhili branşlarda bu durumdan en çok etkilenen geriatri, çünkü muayene süresi çok uzun. Bunların tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor” dedi.
Kongre Eş Başkanı İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Akif Karan da, toplumda yaşlılık arttıkça sağlık sisteminin ona göre yapılandırılması gerektiğini kaydederek “Yaşlılar öncelikle aile hekimleri ve iç hastalıkları uzmanlarına başvuruyor. Bu yüzden hekimlerin eğitimleri yaşlılık dönemi dikkate alınarak yeniden hazırlanmalıdır. Yaşlıya hizmet eden kişilerin, hekimlerin, hemşirelerin, fizyoterapistlerin benzer tıbbi eğitimlerden geçmesi gerekir. Bu kongrede de biz bunu gerçekleştirmeye çalıştık” diye konuştu.
Geriatri tıpkı pediatri gibi
“Hiçbir hastalık belirtisi yaşlanma olarak kabul edilemez. Yaşlılık asla bir hastalık değil” diyen Prof. Dr. Karan, “Yaşlılar çok daha fazla ilaç kullanıyor. Yaşlılar ilaç yan etkilerine daha duyarlı. Bu yan etkileri gidermek için daha fazla ilaç verilerek kısır döngü oluşturuluyor. Bu da giderek ilaçların vücuttan atılmasını güçleştirerek toksisiteye yol açıyor. Geriatri, tıpkı pediatri gibi tüm ilaç dozlarının dikkatle ayarlanması gereken bir branş” dedi.
Evde profesyonel bakım
Kongre Genel Sekreteri Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Geriatri Ünitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Cankurtaran ise yaşlıların “Yaşlıyım” demeden fiziksel açıdan hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’de 65 yaş üstü 5 milyon vatandaş olduğuna, bunun çok yakında 10 milyona yükseleceğine değinen Cankurtaran, artık yaşlıların evde yaşamlarını sürdürmelerinin zorlaştığını, ancak Türkiye’de yaşlı bakımevi sayısının yetersiz kaldığını bildirdi.
Dünyanın yaşlı bakımevlerinde bakımda belli bir doygunluğa erişildiğini söyleyen Cankurtaran, gelişmiş ülkelerin şimdi evde profesyonel bakıma yöneldiğini kaydetti. Türkiye’de günümüzde 25 yaşlı bakım şirketi olduğunu bildiren Cankurtaran, bunun sayısının artacağını düşündüğünü kaydetti.
Evde bakımı yapılan yaşlıların bez ve ilaç, tıbbi beslenme ürünlerinin geri ödemeleriyle ilgili SGK açısından sorunlar olduğunuda belirten Cankurtaran, bazı ilaç gruplarında yaşlıların ulaşmasını engelleyici maddeler bile bulunduğunu söyledi.
Hekimler yaşlılarda malnütrisyona dikkat etmeli
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Geriatri Ünitesi’nden Doç. Dr. Meltem Halil ise yaşlanmada beslenme sorunları ve beslenme sorunu geliştiğinde yapılacak tedaviyi anlattı. Beslenme bozukluğunun hekimler tarafından çok önemsenmeyen, ancak çok sık karşılaşılan bir durum olduğunu belirten Halil, özellikle huzurevi ve yaşlı bakımevinde beslenme bozukluğunun yüzde 85’lere ulaştığını, beslenme bozukluğu olan hastalarda çeşitli komplikasyonlar geliştiğini söyledi.
Malnütrisyonun hastanın sahip olduğu kronik hastalıklara, bu hastalıklar için kullandığı ilaçlara, hastanın psikolojik ve sosyal durumuna bağlı olarak geliştiğini ve yaşlılarda en çok D ve B12 vitamini eksikliği görüldüğünü de kaydeden kaydeden Doç. Dr. Halil “Malnütrisyonun erken dönemde saptanması tedavisinin planlanması açısından çok önemli. Bu nedenle her yaşlı hasta malnütrisyon açısından değerlendirilmeli. Şu an bu değerlendirme için en yaygın kullanılan yöntem Mini-Nütrisyonel Değerlendirme (MNA)’dır. Bu test 3-4 dakikalık bir zamanda yapılabilir” diye konuştu.